Böğürtlen Kışı - Sarah Jio (Yorum)

                 Kitabın Adı: Böğürtlen Kışı       
                 Yazar: Sarah Jio
                 Çevirmen: Duygu Parsadan
                 Yayınevi: Arkadya Yayınları
                 Sayfa Sayısı: 353
                 Baskı Yılı: 2013


    Yazarın çoğu kitabını çok okudum. Aslında Mart Menekşeleri'ni o kadar çok sevmemiştim ama içimden geldi ve bu kitabı da çok okumak istedim. Kitabın konusundan bahsedeceğim ve çok anlatmayacağım heyecanı kaçırmamak için :)

   Böğürtlen Kışı; sizi anında içine çekiyor ve enfes hikayesine hayran bırakıyor. Annelik duygularını çok iyi bir şekilde yansıtan, tarih ve sırları birbirine gayet hoş bir şekilde birleştiren bir kitap.

   Vera Ray durumu pek iyi olmayan biridir. Vera Charles'a aşık olur ve Charles'ın durumu iyidir. Uzun süre bir ilişkileri olur bunun sonucu ailesiyle tanışırlar. Tanışma günü pek iyi geçmez Vera'yı pek çok sürpriz bekliyordur. Charles'ın kötü kalpli kız kardeşi ortalığı birbirine katar. Vera Charles'a kendini uygun hissetmemektedir. Maddi durumları yüzünden Vera rahatsız olur ve kaçar. Ancak kaçarken çok ama çok büyük bir hata yapar ve hamile olduğunu açıklamaz.3 yıl sonra yani 1933 yılında Mayıs ayında aniden garip kaçacak bir şekilde kar fırtınası başlar. Vera istemese de ailesine bakabilmek adına işine gider. O gece işindeyken de oğlu kaçırılır. Daniel'ın kaçırılmasıyla Vera resmen ölü gibi kalıyor. Yaşıyor ancak yaşamasının tek amacı bir gün oğlunu bulmak. 

  Bundan yıllar yıllar sonra yine bir Mayıs ayında aynı kar fırtınası başlıyor. Claire bir yıl önce çocuğunu kaybeden bir anne, kaybetmek ne demek onu çok iyi anlıyor. Claire ve eşi gazete muhabiri ancak Claire çocuğunu kaybettikten sonra resmen hayata küsmüş bir çift. Aralarındaki bağ resmen kopmuş, birbirlerini sevseler de bunu dile getiremeyen aile. Claire bu fırtınayla ilgili bir makaleyi gazeteye yazmakla görevlendirilir. Bu şekilde de Claire, Vera'nın hikayesiyle tanışır ve onu didik didik araştırarak çözümlemeye çalışır.

"Hangisi daha zor, bilmiyorum. Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi?"

   Yazarımız hikayeyi ve duyguları bize olağanca iyi anlatmış bence. Ben duyguları yaşadığımı düşünüyorum. Kitabı okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Sonralarına doğru olayı tahmin ettim ama gelişmeler beni tahminimden uzaklaştırdı ve sonra başta tahmin ettiğim gibi çıktı. Kısaca kitap sizi ters köşe edecek :) 

Okumanızı şiddetle öneririm bence değeri bilinmesi gerek kitaplar arasına girmeli çok güzeldi :)

     "Charles benim için her şeyden vazgeçerdi, ama

onu buna izin veremeyecek kadar çok seviyordum."

  


Puanım: