10 Ağustos 2016 Çarşamba

Isla ve Mutlu Son - Stephanie Perkins (Yorum)








                            Kitabın Adı: Isla ve Mutlu Son
                         Yazar: Stephanie Perkins
                         Çevirmen: Aslı Tümerkan
                         Yayınevi: Yabancı Yayınları
                         Sayfa Sayısı: 328
                         Baskı Yılı: 2016


      Merhaba! Temmuz ayında başlayıp Ağustos'un ilk günü bitirdim bu kitabı ancak yorumu yazmak şimdiye kaldı. İlk kitabı çok keyif alarak okumuştum aslında. Bu kitap da ilk başlarda öyleydi ancak beni sıkan yerler de oldu. İlk önce biraz konusundan bahsedeyim ^-^

   Ana karakterimiz Isla yıllardır Josh'a platonik aşıktır. Bir gün kafede rastgele bir karşılaşma sonucunda ikili birbirleriyle vakit geçirmeye başlar. Bunun sonucunda öğrenilir ki Josh da Isla'dan yıllardır hoşlanmaktadır. Bu şekilde ikili arasındaki aşk büyümeye başlar. 
"Ufak tefek olmanı seviyorum. Seni cebimde taşıyabilecek olmayı seviyorum."
     Kitabın en beğendiğim kısımlarına ilk önce değinmek istiyorum. İkilinin bakışma, konuşmaya çalışma, çekinme dönemleri bence çok tatlıydı ki ben çoğu ilişkinin bu bölümlerini okumaktan büyük keyif alırım. Çünkü herkesin yaşayacağı şeylerdir, gerçekçidir hele bir de güzel anlatıldıysa tadından yenmez benim için. Bu seri zaten gerçekçi hikayeler olduğu için ben kitabın başlarındaki bölümlere bayıldım. Bir de kitabın sonu çok güzel bağlanmıştı çok beğendim. Kitabı bitirdiğimde yüzümde gülümseme vardı. Ancak aradaki bölümlerde beni sıkan çok yer oldu. 

     Beni sıkan yerlerse Josh'un Isla'ya çizgi roman taslağını göndermesi ve bizim bu kitabı Isla'nın anlatışından okumamız. Sayfalarca anlatılmıştı bu bölüm ve benim ilgimi pek çekmedi bu şekilde anlatılmış olmadı sıktı biraz. Evet, çok güzel düşünülmüş bir karakter özelliği ancak o kitabın bu şekilde anlatılması sıkmıştı. Bir de Josh ve Isla'nın Barcelona'da etrafı gezdikleri bölümler beni sıktı. 

     Karakterlerden bahsedecek olursak. Isla, içimizden bir kız olabilecek kadar gerçek. Hatta kısa boylu olarak aynı kaderi paylaşıyoruz. Ancak Isla kendisiyle çok boğuşuyor. Yaşadıklarını, düşüncelerin, korkularını Josh'a pek açamıyor. Bu nedenle de Mutlu Son'a doğru giden yollarında ufak engeller ortaya çıkıyor. 

     Josh ise biraz daha farklı. Yani günümüzdeki çoğu erkek onun gibi değildir. Kaç kişi çizimlerini otobiyografi şeklinde bir çizgi romana dönüştürmeyi düşünür ki. Bu nedenle Isla, Josh'a göre daha gerçekçi kurgulanmıştı. 

    Yazarın iki kitabında da gerçekten rahatsız olduğum tek konu zamanın atlanması ve hızla ilerlemesiydi. Birkaç sayfayı kafanızı veremeden okusanız, aklınız başka yere gitse kitabın başka bir güne hatta başka bir aya geçme ihtimali var. Hatta bu nedenle arada bir olayları kaçırıp yakalayamadığım oldu. Geri dönüp "Ne zaman bu güne geldik ya?" diye düşünerek o sayfaları tekrar okudum. Bu nedenle okuyacaklara tavsiye zamanın ilerleyişine dikkat edin ^-^ Çünkü kitap uzun bir zaman zarfında geçiyor, arada bir kısaltmak için atlamalar oluyor. 
  
    Sıkıldığım yerler ve zamanın akışı yüzünden kitaptan bir puan kırıyor. Koşa koşa gidip alıp hemen okuyun diyebileceğim bir kitap değil ancak elinize geçerse keyifle okuyabileceğinize eminim ^-^

Puanım: 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder